Sayfalar

7 Mar 2013

Sevgiliden Ayrılma Taktikleri

Artık yüzüne baktığınızda ilginizi çekmeyen sevgilinizden tiksinecek kadar çok uzak durmak isteyip ama bir türlü başaramıyor musunuz?

Sevgilinizden ayrılmalısınız ama bütün suç onun mu olmalı ?

O zaman maddeler halinde bu konuyu inceleyelim

1- FACEBOOK HAREKETLERİNİ İNCELEYİN
Çok yuvalar yıkan facebook yuva yıkmak için hergün yeni taktikler geliştiriyor. En son kulağıma gelen bir özelliği sayesinde sevgilinizden ayrılmak artık çok kolay.

-Sevgilinizin facebook şifresini ele geçirin veya sevişmek için gittiğiniz evde onu bir bahaneyle çay almaya gönderin.
-Sevgilinizin facebook hesabından profiline girin.
-Sağ üstteki hareketler dökümüne girin.
-Girdiğiniz sayfada üst tarafta bulunan "Hedef kitlesi sadece ben olan hareketleri de dahil et" yazan kutucuğu işaretleyin.

Sevgilinizin facebookta arama kutucuğunda kimle arattığını bu şekilde görebilceksiniz. Liste içerisinden nefret ettiğiniz bir karşı cinsi veya eski sevgiliyi bulun. İşte kavga için mazaret hazır. Ondan nefret ettiğiniz söyleyip evden ayrılın. Ararsa bir daha açmayın.



2-YALAN SÖYLEYİN SONRA DA İNKAR EDİN
Çok denenmiş ve başarıya ulaşmış bir taktiktir. Sevgilinize olmuş veya olacaklarla ilgili yalan söyleyin. Ortaya çıkmasını sağlayın ve inkar edin.

Bu taktik sevgiliyi fazlasıyla kızdıracaktır ve sizden ayrılmak istemesini sağlayacaktır.

Eğer hala ayrılmıyorsa sen bana yalancı mı diyorsun ? diyip üste çıkın ve ona "Bana güvenmeyen biriyle devam edemem" bahanesiyle terk edin.

3- YALAN SÖYLEMEYE ZORLAYIN SONRADA ORTAYA ÇIKARIN
En etkili taktiklerden birisidir. Onu istemediğiniz bir konuda sıkıştırın ve yalan söylemesini sağlayın. Bu eski sevgilisi hakkında olabilir, gidiceği bir yer ile ilgili olabilir, görüşmesini istemediğiniz biri ile ilgili olabilir.

Mazaretler çoğaltılabilir.

Yalan söylediğini ortaya çıkarın ve "senle görüşmeyi düşünmüyorum uzak dur benden" altın cümlesini kullanın. Sizden epey uzak tutacaktır.

Eğer gene durmazsa aynı taktiği 2. kez deneyin.

4-YILDIZ TİLBEYİ ÇOK SEVDİĞİNİZİ SÖYLEYİN
Bu kısımda sevgilinize önce cool gözükmeniz lazım zaten malafatsanız bu taktik işe yaramayacktır.

Yıldız Tilbe'nin şarkılarının güzel olduğunu söyleyin ve hayır cevabını alırsanız bu konuda ısrar edin.

Hala kabul etmemişse üste çıkıp " BENİM SEVDİĞİM HİÇ BİR ŞEYE SAYGIN YOK !" diyip konuyu bambaşka yerlere getirin. Sevgiliniz alttan alıyorsa konuyu sürekli uzatın ve bıktırın.

Yıldız Tilbe'yi onaylarsa ben şaka yapmıştım diyip onu yerin dibine sokun. Sonrada kızdırın. Gerekirse dayak yiyin.

5- İÇMEYE GİDİN.
Burda önemli 2 taktik geliştirebilirsiniz.

İlk olarak onu sarhoş edin ki ağzından saçma sapan laflar çıksın. Bunun için rakı etkili olabilir. Saçma sapan laflarına daha fazla laf ekleyin ve olduğunuz mekanda kavga çıkarın. Gayet etkili olacaktır.

İkinci olarakta onu o kadar sarhoş edin ki neler söylediğini hatırlamasın. Ertesi gün " BANA BÜTÜN AKŞAM ESKİ SEVGİLİNDEN BAHSETTİN SANA TAHAMMÜL ETTİM AMA BURAYA KADAR" diyip sıkı bir iftira atın. Bu çok ağır olacağı için ertesi gün gidip tövbe etmeniz hayırlı olacaktır.

6-ANNENİZLE TANIŞTIRIN.
Bu kısımda gerekli herşeyi anneniz doğal yollarla halledecektir. Oturun, sırtınızı yaslayın ve keyfinize bakın.

SONUÇ
Ayrılmayı iyi becerenler beceremeyenlerin elinden tutun. Ama ayrıldığınız sevgilinizin profilini de hergün takip edip hayvanlık yapmayın. En son olarak. Sevgiliniz sizi gerçekten seviyorsa siz olmadan ruhsuz bir insan olacağını da unutmayın.

Not : Bacağım alçıya alındı, ziyaret etmek isteyenler ofise gelebilirler. Gelmessenizde amk.

3 Oca 2013

Bu gece uyumasak mesela part-IV

Merhaba teki çalışmayan kulaklarım.

Geçen gün 5 erkek toplanmışız. "Ben kışı sevmiyorum yeaa, bahar çok iyi aslında ama yazın tadı ayrı işte kış kötü, ıslanıyosun kışın hep bahar olsa Danimarka'da 6 ay kış onlar naapsın" muhabbeti çevirdik. Bir an muhabbet Acun nası para kazanıyora gelcek diye çok korktum. Senelerce yüzyüze bakınca böyle mallaşıosun işte. Sonra vay efendim kızlar bize niye bakmıyor. !

Arkadaşım ankaraya düğüne gitti geçenlerde. Gelin evinde birsürü hediyeler filan varmış. Yarısından çoğu da tabak çanak, borcam filan. Sonra tabi bunlarda hediyelerin bazılarını hiç açmadan başka bir yere kaldırmışlar. Sonradan öğrendikki o kaldırdıkları hediyeleri başka düğünlerde hediye olarak vermek için kaldırıyorlarmış. O borcamların varya kesin alınış tarihi 1988 filandır. Düğünden düğüne sıçrayarak gider en sonunda taşınırken çaaat diye kırılıp borcamlık hayatına orada son verir. Yani düğüne giderken boş bi borcam kutusu bulup götürseniz senelerce elden ele hediye olarak gider bak yeminle. Aslında evde çocuk filan olsaymış kesin o kutuyu delerek kendine güzel bi oyun malzemesi bulurdu ama bunların çocukları büyüyene kadar yeni evli çiftlere hediye olarak gidiyor işte o borcam kutuları da. Bu yüzden artık çeyrek altın almak yok BORCAM KUTUSU almanız yeterli.

Bir arkadaşım anlattı. Gününün çoğunu pc başında geçiriyormuş. Boş vakti bol olduğu için o kadar çok alt yazılı film izlemiş ki alt yazılı rüyalar görmeye başlamış. Hatta rüyalardan birinin dili japonca ve alt yazısı da ingilizceymiş.

Geçen minibüsteyim, annemlere gidiyorum hava hava değil dere sanki. Adamın biri minibüsten tam inecekken şöför dikkat et sağda su var demesiyle adamın havada sağdan sola doğru kaçma çabasıyla beraber kaldırıma takılıp suya yüzüstü kapaklanması 2.3 sn sürdü. Oysa normal şartlarda sadece ayakları 3 mm bir su birikintisine girecekti. Şöför "ben dedim ama" diyip gitti.

Son zamanlarda sizden çok uzak kaldık numarası bozuk lenslerim. Malum işler yoğun. yeni yıl yeni yıl yeni yıl yeni hepinize kutlu olsun hadi öptüm.....


3 Ara 2012

Şimdi bu gece uyumasak mesela Part III

Merhaba nutellalı ekmeklerim.

1 hafta önce iş yerine alarm taktırdık. Kapı pencere güvenli olsun diye. Alarm sadece beni görünce çalıyor. Geçen arkadaşımı öle şakasına içeri gönderdim birşey çal hadi içerden alarm çalsında yakalan diye. Baktım 20 dakika filan yok. O da şaka olsun diye ne var ne yok çalıp satmış. Birde çaydanlığın demliğini kırmış. Onu yapmayaydı iyidi.

Başbakan'ın Muhteşem yüzyılla ilgili açıklamasını dinledikten sonra merak edip diziye yarım saat filan göz gezdiriyim dedim, dizi de kim harem ağası kim padişah ayırt edemedim. Her taraf karı kaynıyor. Duyduğuma göre zaten Osmanlı'da kızlar teklif ediyormuş.



İş ortaklarımdan biriyle yıllardır anlaşamadığımız tek konu Star Wars'ı sondan başa doğru mu izlemeliyiz yoksa baştan sonra doğru mu gitmeliyiz. Birde hangisi baş hangisi son olduğuna karar verebilirsek çok iyi olur. 8 senedir arkadaşız sırf bu yüzden arkadaşlığımız bozuldu, birbirimizin yüzüne bakamaz olduk. Biz filmi de izlemedik zaten. George Lucas star warsın yenisini çekiyormuş. Bir efsane daha burda sonlanacağına göre herhalde barışabiliriz.

Her erkek kaleye geçmeye mahkumdur !

Turkcell gangam style reklamlarına gelince. Dijital azarlama bölümüne epeyce kafa yoran biri olarak reklamların berbat olduğu konusunda, yaratıcılık konusunda sıfır çektiği konusunda sizinle hem fikirim. Ancak bahsettiğimiz şey yaratıcılıkla para kazanmak yerine kampanyalarını daha fazla kişiye ulaştırmak isteyen bir reklam filmi bundan daha iyi olamazdı. Sloganı artık hepiniz biliyorsunuz. "hazırkartta harcadığın bitmez geri gelir".

Pes oyanarken gol attıktan sonra rakibine tekrar tekrar pozisyonu ileri geri basarak izleten bir insanım. Psikolojisini bozulan rakipleri çok seviyorum. Bir gün şansıma Yılmaz Vural ve Fatih Terim'le pes oynama şansım olursa çok sevineceğim.

Bu ay iş arkadaşlarımızla kendi hobilerimize zaman ayırabiliriz diye çok ümitlenmiştik ama işler dolayısıyla yine yılbaşına kadar hayvani bir yoğunluğa girdik. Ofisten çıkamıyoruz, hayvanlar gibi terliyiz ve yorgunuz. Hergün adana dürüm ve pizza yediğimiz içinde basur olduk. Biri gelip elektrikleri keserse filan hiç kızmıcam yeminle. O yüzden patatesli böreklerim 20 dakikadır içimi döküyorum size. Öptüm fıstıklarım....








29 Kas 2012

Şimdi bu gece uyumasak mesela Part II

Merhaba kremalı gofretlerim.

Geçen sosyal medyayı patlatan brezilyada ki asansör şakasına ben inanmadım. Bir keresinde saniyenin 10 da birinde öyle bir durum yaşadım götümden ateş fırladı. Başım döndü. Hiç bir insan o asansörden aklını kaçırmadan inemez.

Popüler olmak güzel bişey. İş ortaklarımdan biri sayesinde twitter fenomenleri ile oturup kalkma fırsatım oldu. Saatlerce oturduk ne kadar popi olduklarından, takipçilerin onları ne kadar sevdiğinden bahsettiler. Birisi ben bok yazsam 5o rt alır o kim beni unfollow ediyor deyince ortam gerildi. Fazla içkinin etkileri sanırım. Kimsede çıkıp "yaragım ben aslında seni tanımıyorum, arkadaş bunlar feromen dedi geldik" demedi. Sonrada kalktık.

Uzun yıllarımı programlama ve reklamcılık üzerine fazla mesai yapmış biri olarak geçenlerde yakın bir arkadaşıma Coco Cola'nın insanları ne kadar güzel etkileyebildiğini, Reklamlarda görünen üstünde ki damlacıklardan, kırmızı rengin iştah açıcılığından tutunda lık lık bardağa dolduruluş sesindeki estetikten, açılırken ki "Pıst" sesine kadar anlattım da anlattım. Beni dikkatlice dinledikten sonra "Ben aslında hiç coco cola içmem" dedi. Tansiyonum düştüğü için uzun süre konuşmadık. Popüler olmak güzel şey.

Sinemada ki isyan : Anladık kitabı daha güzeldi  !....

Geçenlerde Mtv de bir programa gözüm çarptı. Okulun ezik tiplerini bir araya toplamışlar. Baya bi kişi vardı. Önce niye eziksin diye kamera karşısında ağlatıp sonrada insanların içimde saklı tuttukları sırları anlatmasını sağlayıp program yapmışlar. Bu olay Abd de bile gerçekleşirken acaba kimsesizlerin kimsesi olan bir devlet var mıdır diye düşünmüyor değilim.

Hevesi kursakta kalmak veya acıdan kurasağında düğümlenmek deyimlerini en çok yaşadığım olay tatlı sakız çiğnerkendir. Tatlı sakızı çiğnerken şekeri bitince yutmassam geceler boyu yastığıma sarılıp ağlarım. Yutmayan insanında samimiyetsiz bulurum.

Bol kahveli Nescafelerim, geçenlerde sizlere bahsettiğim birbiriyle seviştirmeli facebook uygulamasını o gece facebook'un orospuluğu yüzünden bitiremedim. Ama adını "Bende müsaitim" koyduk. Sevgilisi olanlar "Sevgilim var ama müsaitim" diğerleri de "6 Aydır müsaitim çok zor durumdayım" gibi isimler koyabilir. 

Ben bu gece yine uyumam. İsteyenler arada dürtüp beni araftan çıkartabilir. Öptüm........





26 Kas 2012

Şimdi bu gece uyumasak mesela Part I

Bugün sosyal medyadan işler yüzünden epey uzak kaldım. İyi ki de kalmışım. Facebooktan hepinize gelen maili mal gibi duvarınıza yapıştırmışsınız. O bir işe yaramıyor öncelikle onu söyliyim.

Elazığ-Galatasatay maçında Melo'nun penaltı kurtarmasına çok sevindim Az kalsın arkadaşımın kız arkadaşına sevinçten yumruk atıcaktım. Zaten her Türk gibi bende aslında Brezilya'lıyım. Neden dünya kupalarında sürekli Brezilya destekleriz bilmiyorum. Bizim gibi fakirler sanırım ondan. Ama onlarda ki latin hatunlar bizde yok. Bizde kıllı erkeklerde onlarda yok çok saçma oldu.



Yılmaz Vural'ı da brezilyalılar kadar seviyorum. Hatta o kadar seviyorum onunla beraber bisiklet sürmek ve dağlarda dolaşmak isterim. Ama bu esnada sürekli ona muhalefet olarak kızdırmalıyım. O sinirlense bana şişe fırlatmak atmak için saatlerce peşimden koşsa inanın gıkım çıkmaz. Brezil kadar seviyorum.

Vcd yi hatırlayanlar bilir. Bok gibi bişeydi. 2. cd filan vardı onda. Hatta LOTR serisinde 3 cd'ydi. ilk cd bittikten sonra da bazen 2. cd bozuk çıkardı. Kız arkadaşını eve film bahanesiyle sevişmeye çağırdıysan 2. cd senin hayatını mahveden şeydir işte.

Konuyu dağıtmıyım Lisede bir arkadaşım  Doğu Bank'tan kendine bir vcd almıştı. Film sadece porno filmleri çalıştırıyordu. O zamanlar porno'ya ulaşmak çok zordu, terliydi ve zahmetliydi. O arkadaşa hepimiz çok özenirdik. Duydum hepimizden önce evlenmiş.

Kız tavlama sanatı diye bişey var !

Arkadaşlarımla uzun zamandır insanlara faydalı olacak bilgisayar programları geliştirmeye çalışıyoruz. O kadar değişik şey denedik kimse dönüp yüzümüze bakmadı. Bizde size iyilik olsun diye sohbetten, dürtmeden, like yaparak, yorum yazarak yürümeye çalıştığınız ama yürümeye utandığınız karşı cinslerinizle birleştiricek bişey yapalım dedik. Facebook uygulamasına girdiğinizde arkadaşlarınız içinden zevklerinize göre  size en uyumlu çifti seçicek. Bazen ananız kardeşiniz çıkar diye çok korkuyoruz ama işallah başınıza gelmez öle bişey olursa bilinki benden değil.

Sırf sizin aşk hayatnız canlansın diye bu gece programı  bitirmeye çalışacağım. Üzülmeyin ben zaten genelde uyumam. Uyumayanlar için erken ölüyor diyorlar. Hasta olur diyorlar desinler değişemem desinler değişemem.

İş arkadaşlarımdan birisi son kalan çekirdeğimi çitlemiş sanırım. Beyaz leblebiyi bıraksaydınız bari Allahsızlar !

Not : Uygulama için henüz isim bulamadım. O yüzden blogu okuyanlar fikirlerini belirtirlerse sevinirim.

Öptüm <3



16 Ara 2011

Kıskandım mı? Hayır sadece canım sıkılıyor...

Bu gece garip bir gece oldu.;

-Bir kitap bitirdim, tatmin etmedi.
-Bir kase balla 250 gr. kavrulmuş fındık yedim.
-Facebook a girdim.Yazıcak birilerini aradım ilk defa.Sonra ondan da vazgeçtim.
-Arkadaşım aradı.Mutlu oldum lafı uzattıkça uzattım ne kadar gereksiz şey varsa konuşabiliyoruz zaten kendisiyle
-Sonra ben birini beklediğimi hatırladım.Beklediğim kişinin beni beklemediğini anladım.Zaten biz hiç birşeyi karşılıklı hissedemedik.Ya o önde ya ben.Ya o çok meşgul yada ben.Ama özelllikle ben.
-Yanlız hissetmemin sebebini fındıkla bal yüzünden olduğuna karar verdim.Biraz daha yedim.
-Biraz daha kitap okudum

 Garip bir gece oldu.Çok istediğim için istediğim kişi yanımda değil.Çok istediğim için şu an uyuyamıyorum.Çok istediğim için odam soğuk.Bak onu ben istiyorum işte.Ay sonu fatura çok geliyor.Ama merak etme çok üşümüyorum.Bal ve fındık gerçekten ısıtıyor.Ben gerçekten ağzımın tadını biliyorum.Ben radiohead dinlemeyi seviyorum.Sözlerini yine yanlış söylüyorum.Duygusal herşeyden nefret ediyorum.Kimseyi özlemiyorum.Kimseyi kimseden kıskanmıyorum.Bu gece çok da üzgün değilim merak etme.Sadece canım sıkılıyor....

Not:Bal ve fındığın herhangi bir enerjik fonksiyonu yok aklınız bende kalmasın kağıt helvalarım

7 Ara 2011

Bir erkeğin en zor yılı...

Günümüz ülke şartlarında akla gelecek en zor zamanlar ya askerlik zamanları, ya evlilik sonrası, ya çocuğun olduktan sonra filandır.Askerde 15 sürünürsün.O kadar erkeğin arasında anan yok,kardeşin yok,arkadaşların yok bir tane olsun karı kız yok(ben daha gitmedim askere o ayrı mesele).Ama hepsi de uzak zaten mecburen çekiyorsun.Evlilik desen zaten al askerde olsan daha mı iyidi en zor zamanların başldı mı yani?Ama hayır kardeşim bir erkeğin hayatında ki en zor senesi 6. sınıfa yani eski tabirle Ortabir'e başladığı zamandır.

6. sınıfa giderken yeni bir dönem başlar aslında.Önlüklerden kurtulup kravat neyim takıyoruz hani.Bi iliklenir filan sonuna kadar.Aslında anlatmak istediğim bu değil ama.Asıl anlatmak istediğim yanlızlıktır...

Kızların erkeklerden daha erken geliştiğini hepimiz biliriz.Ortaokulda ise gelişen kızlar kendi yaşıtları çocuklara yüz vermezler pek.Hep daha büyük sınıfta ki çocuklara yada dışardan gelmiş serseri tiplere bakardı.He şimdi ki gibi kendinden küçük kızlara da bakamıyorsun o zaman.Çünkü senden küçük kızlar artık ilk okulludur ve   önlüklüdür.Saçlarında toka vardır.Adları ayşedir fatmadır.Altarında beyaz çorap vardır.Kaçmış çorabı 3-5 gün giyerler. Artık 5 e giderken aşık olduğun 4. sınıftaki kıza aşık değilsindir.

6 ya giden bir erkek.Tam erkekliğini yeni keşfetmeye başlamışken Araf ta kalmıştır.Ne yukarı ne aşağı bakabilir.Panik içinde koşturup durmaya,ayağına bir top alıp kaleye geçmemek için bütün gücüyle oynamaya başlar.Diyeceğim o ki poşet çaylar 6. sınıfa giden bir erkek hep yanlızdır.Siz siz olun 6. sınıfa gitmeyin..

Dip not: O değil de fenere iyi koyduk.....